14 Ağustos 2015 Cuma

DAVET

İnsan olarak bir ağaç gibi olabir miyiz?
Onlar kadar yüce, onlar kadar güçlü, onlar kadar yere sağlam basabilen, onlar kadar köklü, onlar kadar geçmişine sadık kalabilen, onlar kadar göklere uzanma umudu olan, onlar kadar verimli olabilme yeteneğini sürdürebilen, geleceğe bir katkıda bulunma adına tevazu sahibi olabilen, dostuna sadık, sır tutan, başına ne gelirse gelsin dik durmaya inat edebilen bir ağaç gibi olabilir miyiz? Madem insan olmaya bu kadar uzak bir yerdeyiz, eee malum hayvan da olamıyoruz (çünkü bir aşağılama durumunda betimlemelerimizi direkt hayvanlardan seçiyoruz -hakkımız varmış mış gibi-) o zaman bir de bitkisel hayatı deneyip ağaç olmaya çalışalım. Hem en güzel iltifatlarımızda bitkiler yok mudur? Çınar gibi, papatya gibi...
O zaman (yeniden) ağaç olmaya çalışalım. Onun asletini, gücünü, dostluğunu, inancını, sevgisini, şefkatini, merhametini almaya çalışalım. Birlik olmaya çalışma genini aşılayalım benliğimize. Bir ağaç gibi saygılı olmaya uğraşalım dünyaya, hayata, bizim dışımızdaki tüm canlılara karşı. Ne olursa olsun yardımsever, iyiliksever, hayatısever, canlısever, canlı olmayısever olmak için çabalarımızı göstermeliyiz.
Belki bir ağaç olursak, dünya daha yaşanılır hale gelir. Belki bir ağaç olursak, savaşlar, nefretler, kinler, düşmanlıklar biter yaşamda. Şairinde (NHR) dediği gibi 'Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine...' 
olmalıyız... Ki buna son derece ihtiyacımız var.

 


DAVET
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
  bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
  bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
  bu dâvet bizim....

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
  bu hasret bizim...

-NAZIM HİKMET RAN-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder